19 Şubat 2009

kendinden menkul değerler

Ellerim sıcak ve kuru olsun istiyorum. İhtiyatlı, ustaca, usturuplu, zarif işlerin habercisi. Ama terde emek ve heyecan da vardır; soğukta zindelik. İstekler; zamana bağlı ve değişken değerler, hepsi kendinden menkul. Gitmeye karar verip bir sabah, öğlen kalırsınız. Oysa ceket askıdadır, alınmaya hazır, cepleri dolu. Zihinse çoktan gitmiştir, başka yerlerde geziniyordur bile, çoğu zaman olduğu gibi; evindedir. Ortalama bir kura sabitlenip arz talep dengelerini kurmaya çalışır. Güncel metaforlar kurar, eleştirir bazen. Karşıdan gelenin kaldırımdan mı, yoksa yoldan mı yürüdüğü önemlidir. Ve yalnız olup olmadığı, ve elindekiler, üstündekiler, yüzündekiler; ve zihnindekiler.

Bir duvara yaklaşınca gölgesi ilgimi çeker, yüksekliği, dokunuşu. Dibine çökülebilir mi? Atlanır mı acaba üstünden? Dost mudur? Bir şişe fırlatılmış mıdır yüzüne? Sigara söndürülmüş müdür derzlerinde? Peki ne tepki vermiştir?

Gidin kendiniz sorun.

Süregelen değişkendir, ama değişkenlerden bağımsız olarak süregelir. Kendine geldiğinde değişmiştir, her kendine gelişinde öyle...Kendinde olmadığında değişkense de, yaşantılar kopuk, değerler menkul, algısal süreksizlik bakidir. Ve bir duvarın süregelişi, düşündüğümüz kadar sabit değil.

Gelgelelim izleyeni izlemek belgesel bir yöntem olabilir. Bir sokaktaki televizyon çekimini izleyen kalabılığın merakı neyle açıklanabilir? Merakın yönelimi açıkça ortaya konduğunda merak edilenin özü; ‘merak edilen’ olması ve bunun bilinmesi yüzünden değişmez mi?

  Yazının devamını merak ediyor musunuz? Ona göre devam edeceğim. Peki, yazının devamı imgedir, daha önce olduğu gibi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder